skip navigation

Blog

Anasayfa / Blog / Propolis

Doğu'nun ilk sterilizeli Temel Petek üretimi. Arı Keki, Arı Şekeri imalatı ve bilimum Arıcılık Malzemeleri satışı.

Propolis

25 Mart 2021 - Doğu Petek
  • polen, balmumu, arı sütü, propolis, bal, perga, arı ekmeği

İnsanların dengeli ve sağlıklı beslenmesinde önemli bir yeri olan balın yanı sıra polen, arı sütü, propolis ve arı zehri gibi diğer arı ürünleri de günümüzde birçok amaç için kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar ile en az bal kadar önemli bir diğer arı ürünü olan propolisin içeriği ve etkileri belirlenip kullanım alanının artırılması sağlanmıştır. Çok eski çağlarda keşfedilerek, doğal bir antibiyotik olarak kullanılan propolisin mikroorganizmalara karşı olan etkisi temel karakteri olup, ilaç özellikleri nedeniyle eski çağlardan beri insanlar tarafından kullanılmaktadır. Propolisin farmakolojik özellikleri Yunan ve Romalı fizikçiler Aristoteles, Dioscoroides, Pliny ve Galen tarafından tanımlanmıştır. Bu tanıma göre propolis yaraların tedavisinde ve ağız enfeksiyonunda bir antiseptik olarak kullanılabilmektedir. Propolisin bu özellikleri Orta Çağda Avrupa’da ve Arabistan’ da kullanılmıştır. Inka’lar ise propolisi ateş düşürücü olarak kullanmışlardır. Propolis 17. yy. da Londra’da resmi ilaç olarak listelenmiştir ve yine bu yıllarda anti-bakteriyel aktivitelerinden dolayı Avrupa’da önem kazanmıştır. Propolis, insan sağlığı için alınması gereken 22 bileşeni içermesi açısından içinde bulunduğumuz yüzyılda keşfedilen, mükemmel doğal ürün özelliği ile de önem kazanmıştır. Propolis bütün bu özellikleri nedeniyle daha ileri düzeydeki araştırmalar için oldukça ilginç bir arı ürünüdür. Birçok ülkede, propolis çeşitli tıbbi sorunlara karşı kullanılmasına rağmen henüz cevap bulamamış bazı sorularıda içermektedir. Bu da propolisin modern tıpta kullanımını sınırlamaktadır. Propolisin farklı kullanım alanları bilim adamlarının dikkatini çekdikten sonra bu konuda çeşitli araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu ilgiye bağlı olarak propolisin ticari öneminde de artış ortaya çıkmıştır. Propolis veterinerlik ve insan sağlığıyla ilgili kullanımlarında büyük potansiyele sahip doğal bir üründür. Diğer taraftan tıbbi bitkilerden sağlanan ürünlerden farklı olarak içeriği olağanüstü çeşitlilik göstermektedir. Farklı ülkelerde toplanan propolis örneklerinin kimyasal içeriği oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlilik propolisin tıbbi amaçlı kullanımında ve kalite kontrolünde ciddi sorun yaratmaktadır. Karşı karşıya gelinen en büyük sorun propolis orijininin bölgeden bölgeye çeşitlilik göstermesidir. Propolisin orijininin bilinmemesi ise standartlaşmada ciddi sorun yaratmaktadır. Günümüzde propolisin çeşitli kullanım şekilleri mevcut olup, saf ya da aloe jel ile polenle, ekstrakt olarak (hidroalkolik veya glikolik), ağız spreyi olarak (melissa, adaçayı ve/veya rosemary ile karıştırılarak), boğaz pastillerinde, kremler ve pudra şeklinde, gargara olarak üretilmekte ve içindeki balmumu alındıktan sonra kullanılmaktadır. Propolisin çok sayıda etkilerine rağmen, raporların çoğu ön çalışmalara dayanmaktadır. Çalışmaların çoğunluğu Doğu Avrupa ülkelerinde yürütülmektedir. Uygulamalı çalışma ve araştırmalar ağırlıklı olarak Çin’de yapılmaktadır. Ama bilgi sağlanılması dil engeli nedeniyle zordur. Daha detaylı çalışmalar özellikle bağırsaklar, cildiye ve dişle ilgili uygulamalar propolisin tıbbi kullanımda olası faydalarının belirlenmesini sağlayacaktır. Propolis üretimine ait güncel resmi kayıtlar mevcut olmamasına rağmen 1984 yılında dünya piyasasında yaklaşık olarak 200 ton propolis ticaretinin yapıldığı tahmin edilmektedir. En çok propolis üreten ülkeler arasında Çin, Brezilya, Amerika, Avusturalya ve Uruguay bulunmaktadır (Şekil 1). Japonya ise propolisin işlenmesinde ve tüketilmesinde önde gelmektedir.

Propolisin sentetik olarak üretiminin olmaması, patent ve standart sorunu, eğitimsiz kişilerin arıcılık yapması; bal, polen ve arı sütünün sahip olduğu düzeyde bir pazarlama ağına sahip olmaması ve gelir kaynağı olarak arıcıları ve özel firmaları tatmin etmemesi gibi nedenler, propolis üretiminin yaygınlaşmasını önlemektedir. Türkiye’de, propolisin mikroskobik ve kimyasal analizleri çeşitli araştırmacılar tarafından yapılmış ve Türkiye propolisinin bitkisel kaynağının genelde Castanea sativa ve Populusspp. Olduğu bildirilmiştir. Ancak yapılan çalışmalar arasında bir yöreyi kapsayan detaylı çalışmalar yoktur. Dolayısıyla Türkiye propolislerini kapsayan standart oluşturulamamıştır. Türkiye propolisinin kimyasal içeriği ile ilgili bir çalışma Sorkun vd. (2001) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada Türkiye’nin farklı bölgelerinden (Bursa, Erzurum-Aşkale, Gümüşhane-Söğütagil ve Trabzon-Çağlayan) örnekler toplanmıştır ve GC-MS ile kimyasal analizleri yapılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, Trabzon ve Gümüşhane Bölgelerinden alınan propolis örneklerinde benzer kimyasal içerik gözlenirken, Erzurum örneği farklı bir yapı göstermiştir. Bursa yöresinden toplanan örneklerde ise flavononlar, flavonlar ve ketonlar oldukça zengin miktarda saptanmıştır. Kartal vd. (2002), Türkiye’nin Ankara-Kazan ve Marmaris bölgelerinden topladıkları propolis örneklerinin antimikrobiyal aktivitelerini incelemişlerdir. Propolis örneklerinden 4 farklı etanol ekstraktı (%30, %50, % 70 ve % 96′ lık etanoller kullanılarak) hazırlamış ve bu ekstraktların etkilerini 7 Gram (+), 4 Gram (-) ve bir mantar kültürü üzerinde incelemişlerdir. Ankara-Kazan’dan alınan örneklerin Marmaris örneklerine kıyasla daha güçlü antimikrobiyal aktivite gösterdiğini belirtmişlerdir ve Ankara-Kazan propolisinin kimyasal içeriğinin Populus türlerinin tomurcuk salgılarıyla benzer olduğunu belirtmişlerdir. Gözlenen aktivitenin çoğunlukla kaffeik asit ve esterlerinden kaynaklandığını açıklamışlardır. Sorkun vd. (1996), propolisin fitoinhibitör etkisini çalışmışlardır. Türkiye’nin farklı bölgelerinden (Çankırı, Aksaray, Milas-Kalemli, Gümüşhane-Kaletaş) topladıkları örnekler ile farklı konsantrasyonlarda etanol ekstraktları (EEP) hazırlamışlardır. Bulgulara göre propolis solusyonları konsantrasyona bağlı olarak çimlenme yüzdesini belirgin bir şekilde inhibe etmiştir. EEP’nin uygulandığı tohumun kök hücrelerinde mitoz bölümeyi inhibe ettiği gözlenmiştir. Milas-Kalemli ve Çankırı bölgelerinden toplanan propolisler belirgin bir şekilde mitoz bölünmeyi inhibe etmiş ve en çok inhibisyon Çankırı propolisinde gözlenmiştir.

Propolisin Arılar İçin Önemi

Bal arıları koloni halinde yaşamlarını sürdürürler. Bu nedenle kovan içi koşullarının sağlıklı olması için sıcaklığın 34°C civarında olması ve nemin %40–65 arasında bulunması (kovan sağlığı için) çok önemlidir. Bu koşulların sağlanamaması durumunda ise kovanda virüs, bakteri ve fungus gibi çeşitli mikroorganizmalar üreyebilmekte ve çeşitli arı hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Arıların bireysel vücut ve kovan içi temizleme davranışı, kovan nemini ve sıcaklığını düzenlemeleri, ana arıya özen göstermeleri, kovan içi yaşamlarını sağlıklı ve hastalıklara karşı dayanıklı bir duruma getirmeleri, koloni yaşamında çok önemlidir. Arılar kovanda propolisin mekanik ve biyolojik etkisinden faydalanır. Propolisin kovan içindeki asıl rolü arıları hastalıklara karşı korumaktır. Sağlıklı bir koloni yaşamında arıların doğadan topladıkları ve değişime uğrattıkları propolisin büyük önemi bulunmaktadır. Propolis arılar tarafından kovan içerisinde çok amaçlı kullanılmaktadır. Arılar kovanlarını kış mevsiminde soğuk havadan, rüzgarın olumsuz etkilerinden korumak, kovan giriş deliğini daraltmak, kovan girişinden gelebilecek tehlikelere karşı koloniyi savunmak, kovan içinde taşıyamayacakları büyüklükte ölen canlıların çürümesini, kokuşmasını, ve çeşitli mikropların (virüsler, bakteriler ve funguslar) üremesini engellemek amacıyla propolisi kullanırlar. Propolis, petek gözlerinin temizliğinde, ana arının bıraktığı yumurtanın steril bir ortamda gelişmesinde ve yavrunun korunmasında etkili olmaktadır. Propolis arılar tarafından kovan sınırlarının şekillendirilmesinde, petek kenarlarının sertleştirilip onarılmasında, çerçeve bağlantılarının sağlamlaştırılmasında, çerçevelerin kovan içinde sabitleştirilmesinde, yarık ve çatlakların kapatılmasında ve peteklerin dezenfekte edilmesinde de kullanılır ve bu amaçlı kullanımlar için toplanır. Kovan içinde mikroorganizmanın atmosferden çok daha az oranda bulunmasının nedeni kovanda propolisin bulunmasıdır. Kovanın iç duvarları propolisle sıvandığında kayganlaşır ve arıların kovana girmeye çalışan karıncaları püskürtmeleri kolaylaşır. Kovan içine girip orada ölen çeşitli böceklerin veya kovandan çıkarılamayan diğer parçacıkların üzerleri propolisle kaplanır, böylelikle bunların kovana zarar vermeleri engellenir. Kovan içindeki rutubeti belli düzeyde tutar ve şiddetli yağışlardan sonra görülecek aşırı rutubetten kovanı korur. Çerşitli spor ve benzerlerinin gelişimini engelleyerek, kovanın hijyen kalmasını sağlar.

Propolisin İnsanlar İçin Önemi

Propolis; antibakteriyel, antifungal, antiviral, antiinflammatuar, antiülser, lokal anestezik, karaciğer koruyucu, antitümör, immünostimülatör özellikler gibi çok sayıda biyolojik aktiviteye sahiptir. Bu nedenlerden dolayı apiterapide ve halk arasında popüler bir doğal besin olarak kullanılmaktadır. Propolisin Biyolojik Aktiviteleri Literatüre göre flavonoidler, aromatik asitler, diterpenik asitler ve fenolik bileşikler propolis örneklerinin biyolojik aktivitelerinden sorumlu temel bileşikleridir. Propolisin etanol ekstraktının antibakteriyel, antifungal, antiviral, iltihap önleyici, lokal anestezik, antioksidan, karaciğer koruyucu, immün sistem düzenleyici ve sitotoksik gibi aktiviteleri kanıtlanmıştır. Propolisin bazı bileşenlerinin hücresel zehir ve kimyasal koruma etkileri olduğu yönünde de kanıtlar vardır. Bu bileşenlerden en bilineni Artepillin C, klerodan diterpenoidler ve benzofuranlardır. İçeriğinde kafeik asit fenil esteri (CAPE) bulunan propolis hücre büyümesinin durmasına ve ölmesine neden olabilmektedir. Propolis bileşenleri kanserli dokuda yüksek bir hücresel zehir etkisi gösterirken, sağlıklı dokuda etki göstermemiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar CAPE, artepillin C ve klerodan diterpenoid’in göğüs, deri, böbrek ve kolon kanserinden koruduğunu göstermiştir. Propolisin su ve etanol ekstraktlarıyla in vitro koşullarda yapılan deneylerde karaciğer hücrelerinin (hepatositler) propolis ekstraktı içerisinde, etanol, karbon tetraklorid, galaktosamin ve allil alkol gibi zehirli maddelere karşı korunabildiğini göstermiştir. Özellikle propolisin su ekstraktından elde edilen dicaffeoyl quinic asidin çok önemli bir koruyucu olduğu bulunmuştur. Propoliste bulunan bazı bileşenler, C vitamini ve E vitamini gibi antioksidanlardan daha etkili olabilir. Antioksidan etki; serbest radikal atıkların toplanmasıdır ki bunlar azaltılan glutahione seviyesinin hücre içinde oldukça önemli olduğunu göstermektedir, bir başka hipoteze göre propolisin bazı bileşenleri, dolaşımdaki kan tarafından emilerek, C vitamini gibi davranmaktadır. Propolisin virüslere karşı olan etkisi, çok uzun yıllardan beri bilinmekte olup, içeriğinde kafeik asit fenil ester grubunu içeren propolis örneklerinin virüslere karşı etkin olduğu gösterilmiştir. Ayrıca propolisin Adenovirüsler ve Influenza virüslere karşı etkili olduğu saptanmıştır. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalarda AIDS’in nedeni olan HIV virüsüne karşı da etkileri gözlenmiştir. Propolisin, yaraların iyileşmesindeki olumlu etkisi ile anti-bakteriyel özelliği arasında korelasyon vardır. Propolisin çeşitli tipteki bakteriler ve mantarlar üzerinde bakteri ve mantarın bölünmesini durdurucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Propolisin, virüslere karşı etkisi, bitki kaynağı değişse de farklılık göstermemesine rağmen, bakterilere olan etkisi propolisin bitki kaynağına göre değişiklik göstermektedir.

Propolisin Kullanım Alanları

Propolisin çeşitli yararlı etkilere sahip olmasından dolayı kullanım alanı oldukça geniş olup propolis, tıpta, kozmetik sanayinde ve gıda sektöründe kullanılmaktadır. Bu nedenle de propolisin tablet, pastil, deri kremi, şampuan, ruj, diş macunu ve ağız spreyleri gibi ticari ürünleri hazırlanmıştır.

Kaynakça: http://www.tab.org.tr/propolis